Karabatak Kuşundan Alınan İlham İle...

Hakkımızda

Karabatak, İstanbul’un Beyoğlu ilçesi Karaköy’de bulunan bir kahve dükkanıdır.

Etrafındaki küçük dükkanları ile beraber yaklaşık 800 metrekarelik alan içinde bulunan bu 2 katlı eski bina, daha öncesinde terk edilmiş olan metal atölyesi ve endüstriyel yedek parça dükkanları idi.

Terkedilmiş olan bu eski atölyelerde 2010 yılında renevasyona başlayarak, Haziran 2011 ‘de kapılarını kafe olarak açmıştır.

Karabatak, İstanbul’un sembol kuşudur ve birçoğunu Boğaziçi’nde balık avlamak için denize dalarken görebilirsiniz. Karabatak kuşunun İngilizce ‘deki karşılığı “Cormorant” kelimesidir.

Karaköy Bölgesi Tarihi

Eski Galata’nın modern adı Karaköy, İstanbul’un Beyoğlu ilçesinde, Boğaz’ın Avrupa yakasında Haliç ağzının kuzey kısmında yer alan ticari bir semttir.

Şehrin en eski ve en tarihi semtlerinden biri olan Karaköy, bugün önemli bir ticaret merkezi ve ulaşım merkezidir. Mekan, Karaköy Meydanı’ndan çıkan sokaklar aracılığıyla çevredeki semtlerle bağlantılıdır. Galata Köprüsü, Karaköy’ü güneybatıda Eminönü, batıda Tersane Caddesi, batıda Azapkapı, Voyvoda Caddesi kuzeybatıda Şişhane, kuzeyde Yüksek Kaldırım Caddesi, Kemeraltı Caddesi ve Necatibey Caddesi ile kuzeydoğuda Tophane’ye bağlar. Aslen 19. yüzyılda bankalar ve sigorta şirketleri için buluşma yeri olan ticari mahalle bugün mekanik, elektrik, sıhhi tesisat ve elektronik parça tedarikçilerine de ev sahipliği yapıyor.

Haliç’in kuzey kıyısının ayrı bir yerleşim olduğu Bizans döneminden beri Konstantinopolis’ten Haliç’in karşısında bir liman alanı olan Karaköy. Şehrin 1261’de Latin İmparatorluğu’ndan fethinden sonra, Bizans imparatoru Cenova tüccarlarına savunma paktının bir parçası olarak bu yere yerleşip iş yapma izni verdi.

Bölge hızla gelişti ve Cenevizliler kendilerini ve depolarını korumak için sağlam surlar inşa ettiler. Ceneviz duvarlarının parçaları hala görülebilir, ancak duvarların en yüksek ve en güçlü noktası olan Galata Kulesi, hepsinden en görünür olanıdır. 15. yüzyılda Galata tıpkı bir İtalyan şehri gibi görünüyordu.

1455’te, Konstantinopolis’in fethinden hemen sonra, bölgede üç nüfus kategorisi vardı: geçici olarak cenaze, Ceneviz, Venedik ve Katalan tüccarlar; Osmanlı Vatandaşlığı Cenevizleri; Yunanlılar, Ermeniler ve Yahudiler. Nüfusun bileşimi kısa sürede değişti ve 1478 nüfus sayımına göre ilçe nüfusunun neredeyse yarısı Müslüman’dı. 1500’den sonra, İspanyol Engizisyonundan kaçan daha Sefarad Yahudileri buraya yerleşti.

Müttefiklerin İngiliz, Fransız ve İtalyan kuvvetleri Kırım Savaşı’nda savaşmak için İstanbul’a geldiğinde Karaköy ikinci bir Hıristiyan girişi dalgası yaşadı (1854-1856). İskelelerin olmaması, birliklerin ve askeri teçhizatın boşaltılmasını zorlaştırdı. 1879’da bir Fransız şirketi, 1891 yılında tamamlanan Karaköy’de rıhtımı inşa etmek için bir imtiyaz aldı.

19. yüzyılın son on yılında Karaköy kendini bir bankacılık bölgesine geliştirdi. Osmanlı Bankası burada merkezini kurdu, İtalyan ve Avusturya sigorta şirketleri şube açtı.

20. yüzyılın başlarında artan ticaret faaliyeti ile liman gümrük binaları, yolcu terminalleri ve deniz depoları ile genişletildi. Karaköy, rıhtımlar boyunca yer alan Yunan tavernalarıyla da ünlendi.

1917’den sonra Bolşevik Devrimi’nden kaçan binlerce Beyaz Rus buraya indi ve bölgeye yerleşti.